Wednesday, November 26, 2008

taze fistiklarim...

Hanuman kabartmasinin biraz ilerisinde bir baska sundurmanin altinda da bir yagdanlik gorduk. Anladigim kadari ile burasi ibadete acik oldugu zamanlarda gercekten cok faal ve yogun bir tapinakmis.

Tapinagi kendi cabalarimizla kesfettikten sonra geldigimizde karanlik yuzunden giremedigimiz ana salona girelimdedik. Agnes , Sindhu ve be nana salona girdik ama ben hayatimda bu kadar karanlik bir yer daha once hic gormedim. sag kosede bir rahibin yaktigi kucucuk bir yag kandili olmasa 3 adim otesini gorme sansimiz yok. O kadar karanlik oldugu icin cok fazla iceriyi inceleyemedik . Ama sansimiza Rahip genc Ingilizce biliyordu ve bulundugu yerdeki Tanri ile ilgili ufak bir bilgilendirme yaptiktan sonra bizi kutsadi. Ama ben acemi hindu kendime dusn kismini bilemedim ama o kadar nazikce izah ettiler ki sesiizce ve saygi ile yaptim soyleneni. Elindeki tepside minik bir yag kandili , bir kase su ve bir kucuk kap kirmizi ve sari boya vardi. Iki elimle atesin uzerinden ellerimi gecirip ellerimi basima surmem gerekiyormus. Ve illerimi ustuste koyup ( sag el 30drclik aci ile hafif bukulu olacak ) rahibin evcuma damlattigi bir parka suyu icmeliymisim. Aynen yaptim. Insanlarin kulturlerini paylasmayi seviyrum. Ve burda her gecen gunde burda hissettigim meraki , arastirma ve ogrenme duygusunu, sicakligi neden Almayada hissedemiyorum , diye dusunuyorum.

Kutsanmistikta ve saat 15.00 e geliyordu. Yolumuzda uzundu. Ve artik yola koyulmaliydik. Tapinaktan ciktiktan sonra bir an farkettim ki benim yine basim tutmus. Bir su alip ilac alayim dedim. Normalde 5-10 rupee civarindaki 1 litrelik suyu teyze bana 15 rupeeye kakaladi. Alidim ama arabaya geri dondugumde Agnes’ a sordum bu kadar edermi diye. Ve hakli oldugumu teyid etti . Burda boyle diyebildi sadece. Anlayacaginiz Turist kaziklamayi marifet saymak sadece bize ozgu degilmis.

Erken kalktigimiz icin ve gun cok hareketli gectigi icin donus yolumuz sakin ve hafif uyuklama modunda gecti ama taze fistik hikayemizi de anlatmadan edemeyecegim.

Yola koyulduk Hindupur ustunden geri donus yolundayiz ama kucucuk bir koyden gecerken aman tanrim o ne 4 tane kagni arabasi cifter okuzun cektigi karsidan geliyorlar. Ama nasil yuklendiklerini tariff edemem. Herhalde 3 metrelik yuksekligi en az 2 mtlikte genisligi vardi uzerlerindeki ot yigininin. Bu 4 luye yol verdik ama bitmediki ardarda kactane geldigini ben unuttum. Ne bunlar diye sordugumda “ peanut” dedi Agnes. Megerse yerfistiginin hasat zamaniymis. Bu arabalarda tarlalardan aldiklari yeni harman edilmis taze fistiklar varmis. Muhammed cok ilgimi cektigini ve daha once bu sekilde ve bu kadar tazesini gormedigimi duyunca cami acti kagni surucusune bir seyler soyledi. Ve adam 1sn bile tereddut etmeden arkasina dondu ve bir kucak dolusu fistigi arabanin icine birakti. Ben saskinlik icindeyim. Kucak dolusu fistigi aldik. Taptaze daha topraklari bile ustunden dokulmemis. Biraz ileri gittikten sonra fitiklerin bir kismini bagaja koyduk ama elimde olanlari tek tek sefkatle ayikladim herkese dagittim. Keyifle yedik. Bizdeki gibi kocaman kocaman degildi bu fistiklar. Minnacik kucuk parmagimin tirnagi kadar minnaciktilar ama citir citir tazeik ve cok lezzetliydiler. Ama ciftci genc adamin hic tereddutsuz o fistiklari uzattigi an bir an kendimi Turkiyedeymisim gibi hissettim.

Fistik keyfinden sonra yola devam ettik. Arabanin her hoplayisi, her sallanisi besik etkisi yapti . Biz hatun kismi yavasca sizdik. Saat 17.00 civarinda bangaloreye geri geldik.
Cok yorgundum ama cok mutlu ve keyifliydim ve hic pisman degildim …

Bir sonraki hikayede gorusuz…

( Page 4 )

Ben ve tapinagin buyuk bir kismi...

Dancing girl...

Hanuman 2

Hanuman

Yagdanlik...

Somandepalliden Lepakshi koyune kadar Itla komutu ile gittik ve sonunda onunde arabalarin durdugu bir nandi heykeli gorduk ve iste geldik diye indik ama bir terslik vardi. Bizim beyler takimi yoktular. Agnes telefon acti. Jayanth e biz tapinaktayiz diyor du. E bizde ordayiz diyorduk ama ne onlarin arabalari ne de gormeyi bekledigimiz tapinak vardi etrafta. Sadece kocamaan nandi duruyordu karsimizda. Muhammed yine birileri ile konusmaya calisti . Garibim zaten yolculugun tum zor kisimlarini o ustlendi. Harika bir genc. Iyi ki de sormus. Megerse Lepakshi koyunun icindeymisiz ama Tapinak icin biraz daha iceri girmemiz gerekiyormus.

Arabaya geri bindik bulundugumuz yerden 100 mt. ilerden sola donduk 300 mt ilerde tapinagin merdivenlerinin dibinde bizimkilerin arabalarini gorunce rahatladik. Arabadan indik ve beni cok kotu bir surpriz bekliyordu. Shoes off !  Hindistanda alismadigim tek gelenek. Tanrilara ait mekanlara ayakkabi ile girmek yok. Hem sokaklarin temiz olmayisi hemde saygisizlik sayildigindan . Tabii Shoes off degil pardon malum guneydeyiz Slippers off. Ben evde bile terliksiz yere basmayan Banu Alkan misali parmak ucunda basabilen bir modelim. Bu olay benim icin tam kabus. Hintliler o kadar alisik ki. Sokakta bile rahatlikla ciplak ayakla yuruyebiliyorlar. Neyse o flaya poflaya sandaletlerimi cikardim arabada biraktim. Merdivenlere adim attim ki iste o hic hazzetmedigim yerdeki tozu topragi hissetme duygusu. Iyk miyk yurudukce biraz siradanlasmaya basladi veeee Tapinagin kapisindan basimi sokup icerdeki ihtisami gormemle ayaklarimla iliskimi kesmem ve hoplayip ziplamam beredeyse bir oldu.


Telugu rehberi takip ediyorduk soylediklerini anlamasakta. Hani gorul,mesi gereken onemli yerleri bulmak konusunda kolaylik saglmak adina. Bir sutunun basinda toplanmislardi. Agnes yoldaykende bahsetmisti zaten. Havada duran sutundu bu. Evet evet sutunun zeminle baglantisi yoktu. Basindaki kalabalik dagildiktan sonra baska bir acidan egilip bakilinca ciplak gozle de gorulebiliyordu bu. Boyumdaki tulbent ile de denemesini yaptik. Takilmadan gecti tabii. Mantikli aciklamasinin ne oldugunu bilemiyorum tabii. Ama orasi deprem bolgesi olan bilr yermis soylenene gore ama yinede bu bilerek yapilmadi ise sayet zamanla tapinagin bulundugu alanda olusmus zemin degisiklikleri buna sebep olmus olabilir diye dusunduk biz.

Tapinagin girisindeki sutunlu salondan direk yurudugunuz zaman icerde bir Ganesha ( fil basli tanri ) heykeli ve rahipler vardi. Ama oyle karanlikti ki orayi sonraya birakalim dedik. Sanirim elektrikler yokmus o anda. Ama genelde de Tanrilarin bulundugu yerleri los ve sessiz birakmaya ozen gosteriyorlar.

Bu sozunu ettigim sutunun yakinindaki tavan resimlerinde ki Krishna ilusturasyonu vardi. Bunu ozel kilan sey ise hangi acidan bakarsaniz bakin size dogru baktigi hissini veriyor olmasi. Denedik mi bunu ? Ee tabii ki denedik. Hakikaten oyle reme nersinden bakarsaniz bakin sizi takip ediyormus gibi hissediyorsunuz. Havada duran sutun ve Krishna resmini gordukten sonra ben ne sicagi , ne basimdaki agriyi, ne ayaklarimin ciplak olusunu unuttum. Sanki Dunyada ben , Tapinak ve o an varmis ne oncesi varolmus ne sonrasi var olacakmis gibi bir hisle mekanin sundugu sonsuz hazzi yasamaya basladim. Ve yine kendime taktirlerimi sundum. Buraya gelmek yerine evde bas agrimla bogusmayi secmedigim icin.

Oradan saga dondugumuzde Tanrilarin bulunudugu ana binenin kocaman bir kava ile sirt sirta durdugunu gorduk. Ama kayayi siye soyle tariff edeyim en az 5 mt yuksekliginde ve 8-9 genisliginde bir yekpare kaya parcasi. Ilerledikce karsimiza bir yilan heykeli cikti. Anlatilan hikayenin ne kadar gercek oldugu bilmiyorum ama soylenene gore bu heykel kendisini tapinakta 1 saat kadar yanliz birakan babasini bekleyen bir cocuk tarafindan o 1 saatin icinde yapilmis/. Ama dedigim gibi hikayeyi teyit ettiremedim hicbir kaynaktan o nedenle cok gercekci gelmedi ama burasi efsaneler ve mitler ulkesi . Belki de gercektir.

Keske Telugu bilen birleri olsaydi aramizda rehber uzun uzun neler anlatti cok mrak ettik ama ne fayda.. Itla Itla dedik bizde kendimize  . Yilan heykelinin orada rehber yine bir seyler anlatiyordu ki biz Prankush ile yavas yavas gruptan koptuk. Prankush orda bir yere bakiyordu . nereye bakiyor diye hizla ona yaklasirken ayaklarimin altinda cok ciddi bir aci hissettim. Onume bakmadan yuyyordum. Oyle buyulenmistim ki. Kucuk cakil taslari dikine bir sekilde yerlestirilerek bir zemin elde edilmis. Ben de onume bakmadan yuruyunce tum hizimla sert bir sekilde ciplak ayaklarimla o taslarin ustune atlamis oldum. Oyle canima yandi ki. Bu Slippers off gelenegine 2dk icinde yine saydirdim. Ama elden ne gelir acimi gormezden gelmeye calisarak basimi kaldirdim ki muhtesem bir ganesha kapartmasiyla karsi karsiyaydim. Yine acim izdirabim ucup gitti saniye bile surmedi. Tarihin ben uzerimde boyle bir etkisi var. okurken olsun , izlerken yada boyle icinde gezerken beni bu Dunyadan kopariyor. Baska insanlarin yasadiklari, dokunduklari yarattiklari yerlerde bulunmak beni buyuluyor. Ganesha’ ya saygilarimizi sunduktan sonra prankush ile tapinagin daha sessiz ve serin yerlerine dogru yavas yavas ilerledik. O aliskin tabi ciplak ayak yurumeye ucuyir. Ben de az onceki tecrubeden sonra daha dikkatli bir sekilde izliyordum onu . tabii arayi acti adam. O arada Agnes ve Sindhu beni yakaladi. Etrafa hayran kayran bakarken bu seferde bir Hanuman ( maymun Tanri ) kabartmasini bulduk. Tapinagin tum cevresi bizdeki buyuk camii kulliyelerindeki gibi ana salondakine benzer ama nispeten daha kucuk sutunlerin cevreledigi bir sundurma ile cevriliydi. Hanuman’ in bulundugu cok yuksek olmayan blok bir tas kaidenin uzerinde duruyordu . Ilginc bir sekilde tek basina bizim mezar taslarimiza benzer bir tasa islenmis sekilde kaidenin ustunde tek basina duruyordu. Kaidenin uzeri ise tipik suslemelerle kaplanmis bir kubbeye sahipti

( page 3 )

Prankush ve tapinagin derinlikleri

Yilan Heykeli