25 Aralik 2007 Pazar Yerel saat : 02:00pm
Kara Avrupasi disinda bir kara parcasina ilk ayak basisimin verdigi heyecan ile Yuzlerce tonluk Boing 747-400 ‘ un inisteki ivmesinden korkarak ve tabii hayranlikla ucagin Bangalore Havaalanina inisini izledim First Class daki rahat koltugumdan.
Buraya gelmeden once Ugur’ un anlattiklarindan , daha once buraya gelenlerin paylasim forumlarina yazdiklarindan onlarca insanin burada yasadiklarindan basima gelicekler hakkinda biraz fikrim vardi. Onyargili olmak istemesem de sanirim beynimde olusmus bazi sahnelerle ciktim korukten.
Beni ilk karsilayan o agir koku oldu.Ne kokusuydu bu bilmiyorum ama simdi anliyorum ki kapali mekanlarin hepsi oyle kokuyor. Kutsal sayilan bir tutsumudur. Yoksa yikanmayan insanlarin yaygigi agir insane kokusumudur. Hala cozemedim. Sadece yakami agzima siper ederek kendi kokumla midemdeki ayaklanmayi bastirsdim gecici olarak.
Ve hayatimda ilk defa kendimi bu kadar beyaz hissettim ve bundan hem utandim , utanarak itiraf ediyorum ki herzaman olagandan farkli olmak istemis biri olarak kendimi olagandisi hissetmenin keyfini duydum bir anda.
Kabin ekibinin verdigi Ucus bilgileri ve Gumruk deklerasyon bilgilerini iceren formla birlikte herkesi takip ederek bir siraya girdim. Ve benim ulkeme gelen yabancilarin neler hissettigi konusunda korkunc bir empati icinde diger yabancilarla birlikte yeni geldigim bu yeri sanki galaksinin baska bir yerine gelmisim gibi cozmeye calisiyordum.
Ugur ‘ un istedigi sigaralar icin Duty free bakindim ama Bizim Bakkal Mahir amcanin bile daha cok icki ve sigara cesidi oldugunu dusundugum kit cesitli, karanlik izbe biryere girdim. Ingilizce bilmelerinin rahatligi ile sordum aradigim yokmus. Ugur’ un Sigara icmesinden hicbir zaman hoslanmiyordum zaten. Bulamamak dogrusu beni cok da uzmemisti. Siraya geri donup bir an once alandan cikma telasina kapildim.
Hintli gorevli fotografima bakip beni control ederken aklimdan neden her fotografta bambaska biriymisim gibi cikmak zorundayim diye kendi kendime hayiflandim.
Kontrolden sorunsuz gecerken duvardaki yazi gozume ilisti ve Hintlileri takdir ederek ciktim ordan : PLEASE HELP US TO PROTECTING AGRICULTURE.
Pasaport Kontrol odasindan ciktiktan sonra gordugum manzara daha henuz herseyin basimda oldugumu kafama vurdu. 300 yada belki 500m2lik bir alanda tum ucak yolculari ve bir o kadar yer personeli kirik dokuk bagaj bandinin cevresinde ari kovanindaki isci arilar gibi birbirlerini eziyorlar.
Ayak parmaklarimdaki kiriktan dolayi o guruha katilmam imkansizdi. Kabin ekibindeki Turk Kabin memuresi hanimin yanina gittim. Ucakta sohbet etmistik. Durumumdan haberdardi. Bagajimi alabilmemin daha kolaj bir zolu olup olmadigini sordum. Hani First Class yolcusuydum ya ona guveniyordum. Farkli olmak keyifliydi keyifli olmasina ama ayricalik istemekten utaniyordum ote yandan. Bu ben olamazdim. Ama ayagimda bana mucadele izni vermiyordu.
Ogrendim ki Bussiness Class ve First Class bagajlarini zaten banttan alip ayiriyorlarmis. Bu beni utancimin icinde rahatlatmisti. Ilk Cantama sorunsuz ulastim ama diger Main Bag 35dk bekletti beni. Ama o 35 dk bana 35 asir gibi geldi .Cunku kayboldu fikri beynimden cikmiyordu.
Main Bag’ i de aldiktan sonra endiselerim elbette sona ermiyordu bir turlu.
Simdi Bagajimi acip acmayacaklari endisesi sarmisti beni. Cok sevdigim bir arkadasimin benimle paylastigi tecrube geldi o an aklima. Amerikaya Abiyini ziyarete giderken neredeyse tum bavulu alan talan etmisler gorevli memurlar . Fakat sira bizimkinin ic camasirlarina gelince benim sevgili arkadasim Kaplan kesilmis. “ Eger onlari da cikarirsaniz Herseyi siz geri koyarsiniz. Daha ne istiyorsunuz . Yok iste birsey “ diyerek isyan etmis. Ben de kendime o telkini veriyordum acmaya kalkarlarsa cemkirme planlari yapiyordum. Kara tenli polise yaklasirken ben bunlari dusunuyordum . Oysa ki o elimdeki pasaportun uzerindeki Ayyildizi gorunce icine bile bakmadan beni buyur etti.
Ayyildizimin etkisi hosuma gitmedi mi sizce ? Gitti tabii…
Hizla o kaostan uzaklasirken Ugur ‘ u uzakta gormek bu gecelik stress sinavimin bittiginin habercisiydi. Hizla ana binadan cikarken elimde ne varsa ona yikip . “ Dilara , bu gecelik bu kadar” dedim .
Manjunath’ I ( soforumuz ) , alan cevresindeki binalari insanlari sonra anlaticam….
Thursday, December 27, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
yihhuu, fotolari da bekliyorum..
Hosgittin Dilara'cim heyecanla okuyoruz. :). En kisa zamanda tekrar gorusmek dilegiyle..
Post a Comment